-
1 sulu sepken
снег с дождём, сыро́й снег -
2 sulu
1) со́чныйsulu yemiş — со́чные фру́кты
2) водяно́й, водяни́стый; разба́вленный, разведённыйsulu sepken — снег с дождём, сыро́й снег
3) пригото́вленный на во́де4) жи́дкийsulu gıda — жи́дкая пи́ща
5) назо́йливый, надое́дливый; беспардо́нный6) поливно́йsulu pamuk tarımı yapmak — занима́ться поливны́м хлопково́дством
◊
sulu sulu ağlamak — облива́ться слеза́ми, пла́кать го́рькими слеза́ми -
3 sepken
см. sulu sepken -
4 sepken
ме́лкий дождь или снегsulu sepken — мо́крый снег; снег с дождём
См. также в других словарях:
sulu sepken — sf., meteor. 1) Yağmurla karışık bir biçimde yağan (kar) Artık soğuklar başlamıştı, yağmurların ardı arkası kesilmiyor, bazen sulu sepken kar bile düşüyordu. R. H. Karay 2) zf. Yağmurla karışık bir biçimde (kar yağmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sulu — sf. 1) Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır? R. N. Güntekin 2) Suyu çok olan Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu. Ö. Seyfettin 3) İçine su… … Çağatay Osmanlı Sözlük